Periodontal Hastalıklar İle Kardiyovasküler Hastalıklar Arasındaki İlişki ve Ağız ve Diş Tedavisi Sırasında Karşılaşılabilecek Kardiyovasküler Acil Durumlar





Periodontal Hastalıklar İle Kardiyovasküler Hastalıklar Arasındaki İlişki ve Ağız ve Diş Tedavisi Sırasında Karşılaşılabilecek Kardiyovasküler Acil Durumlar


Özet

Periodontal ve kardiyovasküler hastalıklar, patogenezinde enflamasyonun rol oynadığı durumlardır. Yakın dönemde yapılan çalışmalar, periodontal hastalığın kardiyovasküler hastalık oluşumu ve ilerlemesi üzerine etkili olabileceğini ortaya koymuştur. Diş hekimliği pratiğinde yaşamı tehlikeye sokacak durumlar her ne kadar günlük muayenehane pratiğinde sık karşılaşılmasa da bazı faktörler bu durumların karşılaşılma ihtimalini arttırmaktadır. Bu faktörlerin bilinmesi ve sonucunda oluşabilecek acil durumların bilinmesi hem hekim hem de hasta sağlığı açısından büyük bir önem arz etmektedir.



Anahtar kelimeler

Periodontal hastalık, kardiyovasküler hastalık , kalp, enflamasyon, tıbbi müdahale



Abstract

Periodontal and cardiovascular diseases are conditions in which inflammation plays a role in their pathogenesis. Recent researches have shown that periodontal disease may have an impact on the development and progression of cardiovascular disease. Although situations endangering life are not encountered frequently in dental practice, certain factors increase the likelihood of encountering these situations. Knowing these factors and being aware of the potential emergencies that may arise as a result are of great importance for both the doctor and the patient's health.


Key Words

Periodontal diseases, Cardiovascular diseases ,cardiac, inflammation ,medical intervention.



Periodental Hastalıklarla Kardiyovasküler Hastalıkların İlişkisi

Ateroskleroz, orta ve büyük arterlerde, endotel hasarı ve konak enflamatuvar yanıtı nedeniyle meydana gelen plak (aterom) birikiminin sonucu olarak gelişmektedir.4 Bulgular, enflamasyonun KVH patogenezinde önemli bir rol oynadığını göstermektedir.5 Dental enfeksiyonların, bilinen koroner risk faktörleri dışında, koroner ateroskleroz şiddeti ile ilişkili olabileceği bildirilmiştir.6 Yapılan bir çalışmada %50’den fazla dişte 4 mm’yi aşan kemik kaybı varlığında KVH riskinin arttığı raporlanmıştır. Bulgulara göre periodontal hastalık şiddeti arttıkça KVH riski artmaktadır.7 14 yıllık takip yapılan bir diğer çalışmada ise, diğer risk faktörleri kontrol edildiğinde periodontal hastalıklı bireylerde KVH riskinin %25 arttığı gözlenmiştir.8 İki hastalık da birçok ortak faktör (sigara, obezite, tip 2 diyabet gibi) içeren multifaktöryel enflamatuvar durumlardır ve patogenezde aradaki en önemli ilişkinin iltihabın hastalıkların ilerlemesi üzerindeki etkisi olduğu belirtilmektedir.



Diş Hastalıklarının Tedavisinde Hastalarda Görülen Kardiyovasküler Değişiklikler



Diş hastalıklarının tedavisi sırasında değişik kardiyovasküler durumlarla karşılaşılabilmektedir. Klinik deneyimler ve yapılan çalışma sonuçları diş çekimi öncesi ve sonrası kan basıncı ve nabız değişiklikleri oluşabildiğini göstermektedir.9,10Kalp hastalarında yapılan diş tedavileri ise komplikasyon beklentisi ile hem hasta, hem de hekimi tedirgin eden bir uygulama olmaktadır. Yapılan araştırmalarda Mahon ve arkadaşları 11, Ship ve Vernale 12,13 endodontik işlemler sırasında sistolik ve diyastolik kan basınçlarında değişiklik olmadığını bildirmişlerdir. Cheraskin ve Prasertsuntarasai ise dental işlem öncesi ve sonrası kan basınçlarında anlamlı değişiklikler saptamışlardır. 14,15 . Bu bilgilerden yola çıkarak diş tedavisinin sistolik ve diyastolik kan basınçlarını önemki ölçüde değiştirdiği hakkında net bir çıkarım mümkün değildir.



Klinikte Karşılaşılabilecek Kardiyovasküler Acil Durumlar



Strese Bağlı Durumlar ; 

1.Anjina Pektoris
2.Akut Miyokard Enfarktüsü 
3.Kalp Yetmezliği
4.Serebal İskemi Ve Enfarktüsü

Strese Bağlı Olmayan Durumlar;

1.Akut Miyokard Enfarktüsü



Anjina Pektoris Belirtileri Ve Diş Tedavisi Sırasında Bilinmesi Gerekenler

Anjina kelimesi latince kökenli olup spazmodik, kramp benzeri, tıkanma hissi veya boğucu ağrıyı tanımlamaktadır. Pektoris ise göğüsün latince karşılığına ifade etmektedir .Anjinanın en temel klinik özelliği göğüs ağrısıdır .Anjinal ağrı koroner arterlerin miyokardiyumu yeterli oksijen ile besleyemediğinde açığa çıkan laktik asidin sinir uçlarına baskı yapmasıyla ağrı oluşturan bir durumdur. Eğer bu durum uzarsa miyokard enfarktüsü gelişebilir. Anjina pektoris hikâyesi olan hasta diştedavisinde yüksek risk altındadır. Herhangi bir durum miyokardın oksijen ihtiyacını arttırabilir ve akut bir göğüs ağrısına neden olabilir ve eğer bir vazodilatatör( nitrogliserin tablet) ile tedavi edilmezse miyokard enfarktüse, akut disritmiye veya kardiyak arreste neden olabilir. Stabil anjina normal olarak 1 – 15 dakika içinde son bulur. Stabil anjina ağrısı genellikle egzersiz ile oluşur ve dinlenme ve nitrogliserin ile ortadan kalkar.Risk grubundaki bir hastanın randevusu kısa tutulup sabah saatlerine verilmedir. Anjina pektorisi olan hastaların diş tedavileri sırasında miyokardiyumun oksijen ihtiyacını arttırmamak amacıyla stresi minimuma indirecek şekilde düzenlenmelidir. Hastaya tedavi süresince psikosedasyon uygulanmalı ve ağrı kontrolü yapılmalıdır.



Akut Miyokard Enfarktüsü Belirtileri Ve Diş Tedavisi Sırasında Bilinmesi Gerekenler

Miyokard enfarktüsü miyokard kasının belirli bir bölgesinde koroner arter kan desteğinin azalması sonucu oluşan hücre ölümü ve nekrozu olarak tanımlanabilir. Anjina pektoriste olduğu gibi substernal bölgede yaygın ve ciddi ağrı ile karakterizedir ancak daha şiddetli ve daha uzun sürelidir. En sık görülen komplikasyonları şok, kalp
yetmezliği ve kardiyak arresttir. Miyokard enfarktüsünün tanınması anjina pektorisle
karışabileceği için ilk anlarda zor olabilir. Bazı ipuçları teşhisi kolaylaştırabilir. Bunlar ;
  1. Baskı, gerilme ve ağırlık hissi
  2. Çeneye yayılabilen substernal, epigastrik ağrı
  3. Huzursuzluk
  4. Anjinal ağrıdan daha uzun süreli bir ağrı (>30dk)
  5. Bulantı ve kusma
  6. Terleme
  7. Dispne
  8. Düzensiz nabız
  9. Genel yorgunluktur


Miyokard enfarktüsü geçirmiş olan hastaların diş tedavilerinde stresin azaltılmasına çalışılmalıdır. Bu hastalarda intraoperatif stresin azaltılması ve yeterli bir ağrı kontrolü özel öneme sahiptir. Ağrı sırasında endojen olarak katekolamin salınımı olmaktadır ve bu da vazokonstrüksiyona neden olmaktadır. Bu durum kardiyak risk hastalarında istenmeyen bir durumdur. Bütün bunlardan dolayıbu hastalarda ağrı kontrolü ve adrenalinsiz anestezik madde kullanımı çok önemlidir.Tedavi süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve hastada dispne, terleme veya yüksek anksiyete saptanırsa tedaviye hemen son verilmelidir. Miyokard enfarktüsünden sonraki ilk altı ay içinde mutlaka profilaksi uygulanmalı ve acil müdahaleler örneğin enfeksiyon veya pulpa ekstirpasyonları gibi invaziv işlemler hastane kliniklerinde yapılmalıdır. Diş tedavisine başlamadan önce mutlaka konsültasyon istenmeli ve ne yapılacağı bildirilmelidir.




Kalp Yetmezliği Belirtileri Ve Diş Tedavisi Sırasında Bilinmesi Gerekenler


Kalp yetmezliği, dokular için gerekli olan oksijen ye diğer metabolik maddeleri taşıyan kanı, kalbin yeterince pompalayamaması halidir. Kalp yetmezliği, sol veya sağ ventrikülde olabileceği gibi, her ikisinde birden de olabilir. Kalp yetmezliğinin en önemli belirtisi, efor veya istirahat sırasında meydana gelen dispne yani nefes darlığıdır. Kalp hastalığı olanlarda yapılacak dental girişimler, yüksek morbidite ve mortalite riski taşır ve bu risk artışı kalp yetmezliğinin ciddiyetine bağlıdır. Ayrıca kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan ilaçların; diş tedavisini komplike hale getirebilme özelliklerinden dolayı da iyi değerlendirilmeleri gereklidir. Stres en aza indirilmeye çalışılmalı , nispeten huzursuz, korkak hastalarda sedatiflerin kullanılması (Oral diazepam, vb.) düşünülmelidir. Hastayla iyi koopere olunmalıdır. Tedavi seansları mümkün olduğunca kısa tutulmalı ve uzun süreli tedaviler birkaç kısa seansa bölünmelidir. Lokal anestezi, genel anesteziye tercih edilmelidir. Lokal anestezide; epinefrinin ciddi aritmilere sebep olabilme riskinden dolayı, minimal düzeyde epinefrin ihtiva eden solüsyonlar kullanılmalıdır.






Hazırlayan: Yiğit TIRAŞ






Kaynakça



  1. Tonetti MS, Van Dyke TE. Periodontitis and atherosclerotic cardiovascular disease: consensus report of the Joint EFP/ AAP Workshop on Periodontitis and Systemic Diseases. J Periodontol 2013; 84: 24- 29.
  2. Offenbacher S. Periodontal diseases: pathogenesis. Ann Periodontol 1996; 1:821-78.
  3. World Health Organization. "Cardiovascular diseases" Erişim
  4. adresi:.http://www.who.int/cardiovasc ular_diseases/en/ Erişim tarihi: 10.03.2018.
  5. Mitchell ME, Sidawy AN. The pathophysiology of atherosclerosis. SeminVasc Surg 1998; 11:134- 141.
  6. Libby P. Inflammation and cardiovascular disease mechanism. Am J Clin Nutr 2006; 83:456-60.
  7. Mattila KJ, Nieminen MS, Valtonen VV et al. Association between dental health and acute myocardial infarction. BMJ 1989; 298:779-81.
  8. Rutger Persson G, Ohlsson O, Pettersson T, Renvert S. Chronic periodontitis, a significant relationship with acute myocardial infarction. Eur Heart J 2003; 24(23):2108-15.
  9. DeStefano F, Anda RF, Kahn HS, Williamson DF, Russell CM. Dental disease and risk of coronary heart disease and mortality. BMJ 1993; 306(6879):688-91.
  10. Inpijn, A., Hoelen, B., ortzak, A. : Changes in blood pressure, heart rate and electrocardiogram during dental treatment with use of local anesthesia. JADA., 116 : 531-536, 1988
  11. Vanderheyden, P.J., William, R., Sims, T. : Assesment of ST segment depression in patients with cardiac disease after local anesthesia. JADA., 119: 407-412, 1989
  12. Mahon, NC. : Effect of periodontal therapy on blood pressure Indiana University School of Dentistry 1977.
  13. Ship, A.G. : The response of systolic and diastolic blood pressures to dental stress. Oral Surg., 13 : 499, 1960
  14. Vernale, C.A. : Cardiovascular responses to local dental anesthesia with epinephrine in normotensive and hypertensive subjects. Oral Surg., 13 : 942, 1960.
  15. Cheraskin, E., Prasertsuntarasai, T. : Use of epinephrine with local anesthesia in hypertensive patients. JADA., 55 : 761, 1957.
  16. Cheraskin, E., Prasertsuntarasai, T. : Use of epinephrine with local anesthesia in hypertensive patients. JADA., 57 : 507, 1958.
Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url